Ana içeriğe atla

HAFTANIN KARİKATÜRLERİ




Çalışmak  küçüklükten beri her yönden yüzümüze vurulmuştur 




Annemizin kuzusu iken başlarız çalışmaya


kıyamaz onlar bize kalplerinde bir yerde bizim rahat hayatımız olur 

amaaaaaaaaa

bu rahat hayat orada sınırlı olur 




Her yönden zorluğunu yaşamaya başlarız çalışmanın



olan bütün hakaretlere rağmen okursun 


bazen beleşciliği bulmuşuzdur :D


yada bitirirsin okulu hayatındaki mesleği buldum sanırsın


çalışmaya başladığında sadece ekmek parası kazananların sahip olduğu  üçüncü göze  sahip olursun 



Senin belki kafanda saç kalmamıştır ama yine de b*ku yiyen hep sen olursun 

                                                           
                                       ve böyle bir sahnede yaşayacak şansınız yoksaa
                   
                             düz fakfakir olursunuz ammmaaaan boşverin                                         
                                                         


sonuçta zenginlerde ölüyürrrr




                                      yapmayın kalın yurdunuzda beyin göçü falan peh geççen onları


biybiy sayın okuyucular sıkmayın canınızı bu kadar, yazarsınız bir gün hepsini 



YAZAN: RUKİYE SICAK




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BUZUL ÇAĞI DEVLERİ: MAMUTLAR

NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR  Karnında halen anne sütü bulunan ve bir aylık yavruyken ölen mamut "Lyuba", İngiltere 'nin başkenti Londra'da sergileniyor. (Doğal Tarih Müzesi  'Buzul Çağı Devleri: Mamutlar') Mamut Uzun, kıvrık dişleri ve uzun hortumları ile bir mamut resmine baktığınızda onların fillerin ataları olduğunu anlayabilirsiniz. Mamutlar da diğer pek çok hayvan türü gibi günümüzde yaşamıyor. Fil ailesinden olan mamutların son üyeleri MÖ 1.700 yılında yaşamıştır. Bulunan en eski mamut kalıntıları, 4 milyon yaşındadır. Mamutların ilk olarak Afrika kıtasında ortaya çıktığı ve oradan Avrupa ve Asya’nın kuzey bölgeleri ile Kuzey Amerika’ya yayıldıkları; zamanla soğuğa ayak uydurmuş oldukları düşünülüyor. Mamutların Fiziksel Özellikleri: Mamutların günümüz hayvanlarından çok daha büyük olduğu sanılsada, gerçekte Afrika filinden bile daha küçüktür. Mamut olarak adlandırdığımız “Elephas Primigenius”un yerden omuza kadar olan yüksekliği...

KANIMIZDA NELER VAR

Kanımızda neler var? Düştüğümüzde, elimizi kestiğimizde veya bir yerlere çarptığımızda sık karşılaştığımız kan acaba nelerden oluşuyor bir bakalım. Deney için malzemeler büyük bir kap, beyaz pinpon topları, kırmızı el işi kağıdı ve suda büyüyen kırmızı su maymuncukları. Öncelikle kabımızın içini suyla dolduruyoruz ve kırmızı su maymuncuklarını içerisine atıp şişmesini bekliyoruz. Kırmızı su maymuncukları kana kırmızı rengi veren hemoglobin maddesini temsil ediyor. Bunların üzerlerine beyaz pinpon toplarını ekliyoruz. Pinpon topları kanda az sayıda bulunan büyük ve beyaz renkli akyuvar hücrelerimizi temsil ediyor. Son olarak kırmızı el işi kağıdımızı da küçük dikdörtgenler halinde kesip kabımızın içerisine atıyoruz. Bunlar ise kan pulcuklarımızı yani trombositlerimizi temsil ediyor. Kan pulcukları, kanın pıhtılaşmasını sağlar, pıhtılaşma için gerekli olan proteinleri üretir.Pıhtılaşan kan damarı tıkar ve kan kaybını önler. İşte bu kadaaar bundan sonra kanımızın hangi hücrelerde...

KOKULAR VE ÜZERİMİZDEKİ ETKİLERİ

     KOKULAR VE HAYATIMIZDAKİ ROLLERİ    Burnunuz Bilir.. Koku alma duyusu (veya olfaction) en önemli duyularımızdan biridir ve beynimizin duygu, hafıza ve yaratıcılığı etkileyen kısmında yer alır. Koku alma duyusu 24 saat boyunca çalışır ve hiçbir zaman “kapatılamayan” tek duyudur. Vücudun ilk ve en tanımlayıcı deneme mekanizmasıdır, bir ortamın iyi ya da kötü olduğunu anında değerlendirir. Duyguların iletişimi koku ile yapılabilir. Kokunun ruhsal durum, hafıza, duygular, eş seçimi, bağışıklık sistemi ve hormonları etkilediği yönünde iddialar da bulunmaktadır. Akademisyenler ve araştırmacılar, kokunun en basit tanımıyla istekleri doğrulayan bir ruh hali ürettiği ve bu yüzden etkili olduğu yönünde fikir birliği içerisindedirler. Aristo’nun tanımladığı beş duyudan ikisi olan koku ve tat alma, “kimyasal duyular” olarak adlandırılır ve kimi zaman birbirinden ayrı değil bir tek duyu olarak değerlendirilir. Aldığımız tatların yaklaşık %80’i aslında ...