Ana içeriğe atla

BUZUL ÇAĞI DEVLERİ: MAMUTLAR

NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR 


Karnında halen anne sütü bulunan ve bir aylık yavruyken ölen mamut "Lyuba", İngiltere'nin başkenti Londra'da sergileniyor.
(Doğal Tarih Müzesi  'Buzul Çağı Devleri: Mamutlar')

Mamut

Uzun, kıvrık dişleri ve uzun hortumları ile bir mamut resmine baktığınızda onların fillerin ataları olduğunu anlayabilirsiniz.
Mamutlar da diğer pek çok hayvan türü gibi günümüzde yaşamıyor. Fil ailesinden olan mamutların son üyeleri MÖ 1.700 yılında yaşamıştır. Bulunan en eski mamut kalıntıları, 4 milyon yaşındadır. Mamutların ilk olarak Afrika kıtasında ortaya çıktığı ve oradan Avrupa ve Asya’nın kuzey bölgeleri ile Kuzey Amerika’ya yayıldıkları; zamanla soğuğa ayak uydurmuş oldukları düşünülüyor.

Mamutların Fiziksel Özellikleri:

Mamutların günümüz hayvanlarından çok daha büyük olduğu sanılsada, gerçekte Afrika filinden bile daha küçüktür. Mamut olarak adlandırdığımız “Elephas Primigenius”un yerden omuza kadar olan yüksekliği 3 metreyi pek geçmezdi. Görünüşü bugünkü Asya filine benzemekteydi. Asya filinden ayıran en belirgin özelliği ise, gövdesinin 10-50 cm uzunlukta yünümsü kıllarla kaplı olmasıdır. Mamutlarda göze çarpan başka bir özelliği ise dişleridir; çok uzun ve gelişmiş olan bu dişler, önce aşağı doğru kıvrılır, sonra yukarı ve biraz da içeri doğru eğilirdi. Dişlerini savunma ve yiyecek bulmakta kullandığı sanılmaktadır. Mamut, buzda ve donmuş toprak içinde bozulmadan saklı kalmış çok sayıda örneklerin Sibirya’da bulunması sayesinde, en iyi bilinen tarih öncesi hayvanıdır. Bulunan örnekleri öyle iyi durumdadır ki, yumuşak organik bölümleri bile bozulmadan kalmıştır ve hayvanın sindirim borucu içindeki besinler bile incelenebilmiştir. Özellikle Sibirya’da bulunan mamut fosilleri çok fazladır ve günümüzde halen bulunmaya devam etmektedir.

Müzede Sergilenen Bir Mamut

Mamut türleri:

· Yünlü mamut
· Step mamudu
· Güney fili
· Cüce mamut
· Preri mamudu

Neden soyları tükendi?

Mamutların neslinin tükenmesinin nedeni de tam olarak bilinmemekle birlikte, aşırı avlanma ya da buzul çağı sonundaki iklimsel değişimlerin buna neden olabileceği ileri sürülüyor.

Fosil neydi hatırlayalım:

Çok eski zamanlarda toprak altında gömülü kalmış ve orada taşlaşmış durumda bulunan bitki ve hayvan kalıntılarına fosil deniliyor. Fosiller eski jeolojik devirlerdeki hayat hakkında zamanımıza ışık tutuyor. Yani geçmiş dönemlerdeki yaşam şekilleri ve dünya hakkında bize bilgi veriyor.

Peki Son mamut neden yok oldu?

Bilim insanları, yeryüzündeki son yünlü mamutların neden yok olduğuyla ilgili yeni bulgulara ulaştı. Bu bilgilere göre dünyadaki son mamut neden ve ne zaman yok oldu?..
Bilim insanları, son mamut türünden olan yünlü mamutların soyunun susuzluk nedeniyle tükendiğine ilişkin yeni bulgulara ulaştı. Buzul çağında yaşamış olan mamutların neslinin 5 bin 600 yıl kadar önce tükendiği düşünülüyor. Bilim insanlarının araştırmalarına göre, göllerdeki su miktarının azalmasıyla birlikte, günde 70-200 litre arasında su tüketmesi gereken yünlü mamutlar, bu suya erişemedi ve zamanla nesilleri tükendi.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, bilim dünyası yünlü mamutların büyük bir çoğunluğunun aslında 10 bin 500 yıl önce yok olduklarını düşünüyor. Nesillerinin tükenmesinin iki nedeni olduğu varsayılıyor. Bunlardan birincisi nsanların avlanması, ikincisi ise ekolojik değişimler. Mamutların birçoğunun nesli tükendikten sonra yünlü mamutların St. Paul Adası’nda 5 bin yıl daha hayatta kaldıkları anlaşılıyor.


ABD’de yayınlanan akademik bilim dergisi, the Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yayınlanan araştırmaya göre, St Paul’da yaşayan yünlü mamutların soyu ise 5 bin yıl daha sürdü. Buzul çağından sonra yeryüzünün ısınmaya başlaması ve deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte son mamut türünden olan yünlü mamutların da yaşam alanları daraldı. Bazı göller okyanuslara karıştı ve tuzlu suyun da tatlı sulara karışmasıyla tatlı su kaynakları azaldı. Çok fazla su tüketmesi gereken mamutlar, bu susuzlukla birlikte yavaş yavaş yok oldular.
Mamutlarla ilgili araştırmalarda en çok fillerden yararlanılıyor. İki hayvanın fiziksel yapıları birbirine benzediği için su tüketim ihtiyaçlarının da aynı olduğu düşünülüyor. Dolayısıyla mamutların da tıpkı filler gibi günde 70 ila 200 litre arasında suya ihtiyaç duydukları düşünülüyor.
İsviçre Tarih Müzesi’nde Evrim ve Genetik Profesörü Love Dalen da, “Bu araştırmayı incelediğimizde görüyoruz ki, St Paul adasında yaşayan yünlü mamutların durumu tarih öncesi çağda soyların tükenmesini en iyi anlatan olaylardan biri. Genel anlamda, bu araştırmada az nüfuslu canlıların ekolojik değişimlere karşı daha hassas olduklarını görüyoruz” dedi.
Son mamut nüfusu kuzey buz denizindeki Wrangel adasında yaşıyordu. Bu türün de 4 bin yıl önce yok oldukları düşünülüyor.
Onedio haberlerine göre;Hayata döndürülmek istenen nesli tükenen hayvanlar arasında Mamutlar da bulunmakta :
Bir zamanların en devasa canlılarından olan mamutlar, uzun yıllardır bilim insanlarının yeniden hayata döndürmek istediği türler arasında. Saka (Yakutistan) Cumhuriyeti mamut
müzesinde görevli olan Rus bilim insanı Semyon Grigoriev, fil yumurtasının çekirdeğini çıkararak, mamut fosilinin kemik iliğinden alınan hücre çekirdeğini yerleştirmek istiyor. Rus araştırmacı böylece, yumurtadan gelişecek embriyonun bebek mamuta dönüşeceğini umuyor.

Ek bilgi olarak Mamutlara ‘’BUZ DEVRİ’’ adlı animasyonda da yer verilmiştir.
Buz Devri, yönetmenliğini Chris Wegde ve Carlos Saldanha`nın yaptığı, Blue Sky Stüdyoları, 2002 yılı yapımlı bir animasyondur.
Bol tüylü, mantıklı tavrıyla tanıdığımız Mamut Manny, başta küçük bir insan evladını korurken artık aile sahibi bir baba! Hem de uzak düştüğü ailesine kavuşmak için büyük maceralara atılmaktan çekinmiyor.



KAYNAK
https://onedio.com/haber/42-bin-yillik-mamut-yavrusu-londra-da-sergileniyor-307738
http://www.lafsozluk.com/2014/12/mamut-nedir-mamut-hayvani.html

Yazan: Dilan TUNALI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANIMIZDA NELER VAR

Kanımızda neler var? Düştüğümüzde, elimizi kestiğimizde veya bir yerlere çarptığımızda sık karşılaştığımız kan acaba nelerden oluşuyor bir bakalım. Deney için malzemeler büyük bir kap, beyaz pinpon topları, kırmızı el işi kağıdı ve suda büyüyen kırmızı su maymuncukları. Öncelikle kabımızın içini suyla dolduruyoruz ve kırmızı su maymuncuklarını içerisine atıp şişmesini bekliyoruz. Kırmızı su maymuncukları kana kırmızı rengi veren hemoglobin maddesini temsil ediyor. Bunların üzerlerine beyaz pinpon toplarını ekliyoruz. Pinpon topları kanda az sayıda bulunan büyük ve beyaz renkli akyuvar hücrelerimizi temsil ediyor. Son olarak kırmızı el işi kağıdımızı da küçük dikdörtgenler halinde kesip kabımızın içerisine atıyoruz. Bunlar ise kan pulcuklarımızı yani trombositlerimizi temsil ediyor. Kan pulcukları, kanın pıhtılaşmasını sağlar, pıhtılaşma için gerekli olan proteinleri üretir.Pıhtılaşan kan damarı tıkar ve kan kaybını önler. İşte bu kadaaar bundan sonra kanımızın hangi hücrelerde...

KOKULAR VE ÜZERİMİZDEKİ ETKİLERİ

     KOKULAR VE HAYATIMIZDAKİ ROLLERİ    Burnunuz Bilir.. Koku alma duyusu (veya olfaction) en önemli duyularımızdan biridir ve beynimizin duygu, hafıza ve yaratıcılığı etkileyen kısmında yer alır. Koku alma duyusu 24 saat boyunca çalışır ve hiçbir zaman “kapatılamayan” tek duyudur. Vücudun ilk ve en tanımlayıcı deneme mekanizmasıdır, bir ortamın iyi ya da kötü olduğunu anında değerlendirir. Duyguların iletişimi koku ile yapılabilir. Kokunun ruhsal durum, hafıza, duygular, eş seçimi, bağışıklık sistemi ve hormonları etkilediği yönünde iddialar da bulunmaktadır. Akademisyenler ve araştırmacılar, kokunun en basit tanımıyla istekleri doğrulayan bir ruh hali ürettiği ve bu yüzden etkili olduğu yönünde fikir birliği içerisindedirler. Aristo’nun tanımladığı beş duyudan ikisi olan koku ve tat alma, “kimyasal duyular” olarak adlandırılır ve kimi zaman birbirinden ayrı değil bir tek duyu olarak değerlendirilir. Aldığımız tatların yaklaşık %80’i aslında ...